27 Eylül 2011 Salı

TATAR


Herkese iyi akşamlar ve güzel bir hafta diliyorum. Malum bu saatlerde hepimizde bir telaş oluyor. Ev hanımları için çocukların okuldan ve gelme yemek saati yaklaşıyor telaşı biz çalışan hanımlar içinse işten çıkış saatinin yaklaşması ile yapılması gereken son işler ve evde yapılacak işler listesi. Hayat böyle ama değil mi? Hep bir koşturma, bir telaş, bir acele. Sonra da zaman çabuk akıyor diyoruz.
Evet zaman çabuk geçiyor ve kendi adıma konuşayım ben bir türlü yetişemiyorum. Hatta bazen cumartesi geceleri uyumayıp kendime zaman ayırayım diyorum ama tüm haftanın yorgunluğun dan olsa gerek koltukta uyuyup kalıyorum. Neyse artık emekli olursam bir gün inşallah, Allah'ım nasip ederse o zaman yaparım isteklerimi.
Size çok lezzetli bir biber kızartması getirdim. Ben Kale biberi diye bilinen etli köy biberi ile yaptım.
Bu biber Denizli'nin Kale ilçesinde yetiştiği için bu isimle satılır pazarlarda. Kaleliler biber kızartmasına tatar derler.
Aslında öyle çok janjanlı bir tarifi yok. Ama ben gene de yazayım.

MALZEMELER

1 KİLO ETLİ BİBER
3 ADET PATLICAN VEYA PATATES
KIZARTMAK İÇİN SIVIYAĞ.
ÜZERİNE
SÜZME YOĞURT
KIRMIZI BİBERLİ YAĞ.

YAPILIŞI

Biberleri yıkayıp kurulayarak saplarını kesmeden sadece ortasından uç kısmına doğru kesiyoruz. Yağımızı kızdırıp biberleri kızartıyoruz. Kızarttığımız biberleri yuvarlak borcamın kenarlarına sıralıyoruz. Ortası boş kalacak. Patlıcanları küp küp doğrayıp tuzlu suda yarım saat kadar bekletip süzüyoruz. Biberleri kızarttığımız yapın içinde patlıcanları da kızartıp tepsinin ortasına koyuyoruz. Üzerine yoğurdumuzu döküp kırmızı yağ döküp afiyetle yiyoruz.
Aslında çok tehlike bir lezzet. Öncelikle kızartma, ikincisi de insan yedikçe yiyor ve ne kadar yediğini bilemiyor. Hele ki kalabalıksa off o zaman daha lezzetli oluyor.
Benden söylemesi. :))

17 Eylül 2011 Cumartesi

PARİS GÜZELİ

Bu minik el benim yakışıklı oğlumun eli :))



Herkese merhabalar. Güzel bir hafta sonu diliyorum.
Malumunuz okullar açıldı. Artık bizde okullu olduk. Benim yakışıklı oğlum birini sınıfa başladı. Bir haftalık alışma turları iyi geçti inşallah hep böyle devam eder. Okula gitmek için pek hevesli. Güzel kızım da Anadolu lisesini kazandı. Yeni bir okul, yeni arkadaşlar pek bir heyecanlıyız. Tüm öğrencilerimize başarılar dilerim.
Sizlere kahvenin veya meyve suyunun yanına çok yakışan bir kurabiye getirdim. Adı gibi kendiden çok lezzetli :)) Sosyetik kurabiye Paris güzeli :))

MALZEMELER

1 PAKET MARGARİN
1 ADET YUMURTA
3 YEMEK KAŞIĞI PUDRA ŞEKERİ
YARIM ÇAY BARDAĞI SIVI YAĞ
1 PAKET KABARTMA TOZU
ALDIĞI KADAR UN

ÜZERİ İÇİN

PUDRA ŞEKERİ VE TARÇIN.

YAPILIŞI

Margarin, pudra şekeri, yumurta ve sıvıyağ karıştırılır. İçine un ve kabartma tozu eklenerek ele yapışmayan fakat yumuşak bir hamur yoğrulur. İstediğiniz gibi şekil vererek yağlanmış tepsiye dizilerek önceden ısıtılmış 180* fırında pişirilir.
Biz ufak ufak yaptık. Tek lokmalık.
Pudra şekeri ile tarçını bir kapta karıştırıyoruz. Pişen kurabiyeleri ilk sıcaklığı çıktıktan sonra karışıma bulayıp tabağa diziyoruz.

Kahveyle ikisi mükemmel ikili.

Deneyeceklere şimdiden afiyet olsun.

5 Eylül 2011 Pazartesi

ÇİKOLATA SOSLU MUHALLEBİ VE GECİKMİŞLER



TATLIMIZ

MAGİ HEDİYELERİM

Herkese iyi akşamlar. Geçmiş bayramınız kutlu ve mutlu olsun.
Söze nereden başlayacağımı bilmiyorum. Aslında söyleyecek çok şey var ama ben iki kelimeyi bir araya getirip yazamıyorum. En son yazdığım postun üzerinden tam 2 ay geçti. Blogumu ve beni neredesin diye pek arayan soran olmadı.:))) Ben blogları takip etmeye çalışdım ama yorum dahi yazamadım. İş yerinden kaçamak bakabildim, evde ise bilgisayar üst katta olunca işten gelince yukarı çıkmak zor geldi. Blogumla aramızda bir kopukluk oldu. Aslında içim sızlıyordu her sayfama baktığımda. Ama içinde bulunduğum şartlar bunu gerektiriyordu.
Ramazan-ı Şerif için yapmak istediklerim vardı fakat onları da yapamadım. Gönül çok şeyler istiyor ama her istediğimiz olmuyor. Aile dışında iftar daveti veremedim. Hazırladığım sofralarında resimlerini çekemedim. Dedim ya yapmak istediğim pek çok şeyi yapamadım. Demek ki kısmet değilmiş inşallah Allah'ım ömür verir de görürsek önümüzdeki sene Ramazan da.

Öncelikle Ramazan içinde MAGİ'den çok hoş bir sepet geldi. Ramazan boyunca da benim en büyük yardımcım oldu içindekiler. Teşekkürler Magi ve sevgili Yasemin. (çok gecikmiş bir teşekkür ama olsun geç olsun güç olmasın değil mi?)
İnşallah bundan sonra bloguma pek ara vermeden elimden geldiğince ve imkanlarım el verdiğince güncelleyeceğim.
Sizlere dönüş için çok lezzetli bir muhallebi getirdim. Evdekilerden ancak bir dilim kaçırabildim ve hemen onu da fotoğrafladım.

MALZEMELER
1 KİLO SİT
1 ÇAY BARDAĞI UN
1 ÇAY BARDAĞI NİŞASTA
2 ÇAY BARDAĞI ŞEKER
1 PAKET VANİLYA
1 PAKET BİSKÜVİ (PETİT BEURE TEKLİ PAKET)
1 PAKET ÇİKOLATA SOSU
SOS İÇİN 2,5 SU BARDAĞI SÜT

YAPILIŞI
Süt, un, nişasta, şeker tencerede karıştırılarak ocağa konur. Muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırıp kaynadıktan sonra 1-2 dakika daha kaynatılarak ocaktan alınır. İçine bir paket vanilya katılarak mikserle 10 dakika çırpılır. Islatılmış borcama yarısı dökülür üzerine süt ile ıslatılmış bisküviler 2 sıra halinde dizilir.Artan muhallebi bisküvilerin üzerine dökülüp soğuması için bekletilir. Muhallebi soğurken çikolata sosu üzerindeki tarife göre hazırlanır. Kabuk tutmaması için karıştırılarak soğutulur. Muhallebinin üzerine dökülerek dolaba konur. Soğuyunca servis yapılır.
Bir gece beklese daha lezzetli oluyor fakat bizim evde hiç kimse dolapta tatlı varken bir gece beklemezler. Bizde ancak 1-2 saat dolapta kaldı.
Servis yaparken ben üzerine hindistan cevizi döktüm.Siz istediğiniz gibi servis yapabilirsiniz.
Deneyeceklere şimdiden afiyet olsun