25 Mayıs 2009 Pazartesi

SÜTLAÇ


Herkese iyi akşamlar. Güzel bir hafta geçirmeniz dileği ile. Malum bugün pazartesi. İş yerinde işlerim yoğundu ve bir de pazartesi sendromu denilen şey. (bazen bende olur). Akşam çok zor oldu. Kendimi eve attım. Yemeğimizi yedik. Ev halkı televizyon izlerken kısa bir sürede olsa bloğuma bir şeyler ekleyeyim dedim. Bizim evde sütlü tatlılar daha çok tercih edilir. Bu tatlıyı da eşim hastaneden gelince yapmıştım. Yayınlamak bugüne kısmetmiş.
Bu tarifi çok sevdiğim bir ablamdan almıştım. Garanti bir tariftir.

MALZEMELER
1 KG SÜT
1,5 ÇAY BARDAĞI PİRİNÇ
1 LT.SU
2 YEMEK KAŞIĞI PİRİNÇ UNU
2,5 SU BARDAĞI ŞEKER

YAPILIŞI
1,5 çay bardağı pirinç 1 lt su ile pişirilir. Soğuk süte eklenip 1-2 defa karıştırılıp kaynaması beklenir. Bir kasenin içinde 2 yemek kaşığı pirinç unu 1 su bardağı su ile ezilir ve tenceredeki sütten biraz alınarak ılıştırılır. ve kaynayan sütün içine eklenir. 10 dakika kaynatılır. 2,5 su bardağı şekeride ekleyerek 1-2 taşım kaynatıp ocaktan alınır.
Kaselere paylaştırılarak isteğiniz gibi süslenir.
Ben tarçın ile süsleyerek servis yaptım.
Herkese afiyet olsun.
Resim için kusura bakmayın bu ilk kaseydi. Çocukların acelesinden etrafına bulaştı. :))

24 Mayıs 2009 Pazar

HEDİYEM


Herkese merhaba ve iyi hafta sonları diliyorum.Aslında saat biraz geç oldu. Tatil bitmek üzere ama neyse. Blogumu sık sık güncellemek için kendi kendime söz vermiştim ama pek sözünde duramadım ve neredeyse bloğumu 10 gündür güncelleyemedim.
Bu 10 gün içinde neler yaptım.
Öncellikle eşim İzmir'den döndü. Allaha şükür sağlına kavuştu. Ufak tefek problemler olsa da onlar da zamanla geçecek. Eşimin hastalığı için yorum bırakıp iyi dileklerde bulunan tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Bu arada iş yerinde işlerimiz yoğundu. Sevgili Baharın düzenlemiş olduğu hediye etkinliğine katıldım. Hediyem geleli 1 hafta oldu ama hediyemi yayınlayamadım. Çünkü daha önce de belirtmiştim benim fotoğraf makinem yok diye; Bunu da sevgili Özgeye (BİR MİMARIN HOBİLERİ blogunun sahibi) (kusura bakmayın arkadaşlar ben henüz blog da nasıl link verildiğini bilmiyorum. Bana yardımcı olursanız sevinirim:) )bildirdim. Kardeşimden istedim. O da biraz geç gönderdi. Yayınlamam ancak bugüne kısmet oldu. Mehmetcim sana da burdan çok teşekkür ediyorum makine için. Özgecim tekrar tekrar hediyen için teşekkür ederim. Hediye yayınlanana kadar kaç kere kahve yapıldı ve içildi.
Benden şimdilik bu kadar. Malum akşam üzeri ve tam yemek saati. Evdekiler yemek bekliyor benden.

9 Mayıs 2009 Cumartesi

ANNEME

Ne zaman eskiyor sevgiler
Ödenen bedellerin acısı geçince mi?
Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım.
Nasıl üşüdüğümü bilemezsin.
Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…
Şimdi telefon açsam sana,
Sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi.
Bazen dalıp giderdi mutfakta yemek yaparken, tahta kaşıkla tencerenin başında öylece
Ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…
Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
Anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye, çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle.
Mutsuz değilim de anne, yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.
Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum.
Açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…
Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum.
Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep? Gidemeyişine ağladın mı sende?
Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi?
İşte böyle,kalbimde bir acı.
Şarkılar seni söyler.
İclal AYDIN

Ben, İclal Aydın'dan ne zaman bu şiiri dinlesem hep duygulanırım. Hemen annem gelir aklıma ve mutlaka gözümden yaşlar dökülür. Yıl 2007. Annem hemen hemen yılın yarısını hastanede geçirdi. Her gece telefon çaldığı zaman içim burkulurdu. Acaba bir haber mi var diye. Böyle şey akla bile gelmez ama biz artık ölümü bile düşünmeye başlamıştık. Çünkü gerçekten çok hastaydı.
Ama neyse ki bunların hepsi geride kaldı. Allah c.c. onu bize bağışladı. Annecim seni o kadar çok seviyorum ki sana bunu anlatmak için kelimeler yetmez. Allahım seni başımızdan eksik etmesin. Her zaman yanına gelemesem de senin orada olduğunu biliyorum. Ne zaman canımın sıkılıp moralim bozuk olsa arayabileceğim tek kişi sensin.
ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN.
TÜM ANNELERİMİZİN VE ANNE ADAYLARININ ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN

6 Mayıs 2009 Çarşamba

BÜYÜK BİR ÖZÜR YAZISI

İŞTE GELDİM BURDAYIM BEN BU İŞTE USTAYIM.

Nasıl bir ustalıksa benimki.

Sevgili ve çok değerli arkadaşlarım biliyorum sizlere karşı çok mahçubum. Sayfada gördüğünüz ıslak kek kabak tadı verdi artık. Ama yazacaklarımı okuyunca herhalde bana hak verirsiniz. Öncelikle hepinizden tek tek özür diliyorum.

Geçen zaman içinde ben hep buradaydım. Arasıra da olsa bloglarınızı ziyaret etmeye çalıştım. Ama yorum bırakamadım. Blogum aralık ayından beri güncellenmemişti. Fakat güncellemek pek içimden gelmedi. 5 ay önce, 2 yıldır yakından takip ettiğim yemek bloglarından bende kendime bir tane açmıştım. Büyük bir heves ile başladım; ki bu hevesim hala geçmedi. Hatta sayfama her baktığımda içim burkuldu güncelleyemedim diye. Fakat insanın morali ve keyfi yerinde olmadığı zaman içinden hiç bir şey yapmak gelmiyor. Hani derler ya gönlüm yorgun diye. Evet benimde gönlüm çok yorgundu. Vücut yorgunluğu bir ağrı kesici içip, güzel bir uyku ile geçer ama gönül yorgunluğu. 5 ay boyunca ailecek bir takım problemlerle boğuştuk. Bu problemlerin bir kısmını çözdük ama daha çözülmesi gereken şeyler var. Bazen iyice umutsuzluğa kapıldığım zamanlar oldu ama sağolsun eşim hep beni yüreklendirdi. Her şeyi halledeceğiz diye. Doğru herşey olacağına varıyor biz üzüldüğümüz ile kalyoruz ama insanın elinde olan bir şey değil bu. Ben çok fazla kafaya takıyorum ve karamsarlığıa kapılıyorum. Eşim benim kadar değil; ya da bana belli etmiyor. Neyse Allah büyük inşallah herşey yolunu girecek ve düzelecek. En azında çok tatlı 2 tane çocuğum, çok çabalayan ve uğraşan bir eşim var. Bu bana yeter.

Blogumu güncelleyememin bir diğer nedeni de fotoğraf makinesi. Benim makinem yok arkadaşımın ki kullanıyordum. Fakat arkadaşım iş yerinden ayrıldı. Doğal olarak makinesini benden aldı. Ben de makinesiz kaldım. Geçen süre içerisinde benim de mutfağımda tencere kaynadı, fırın yandı ve misafirler ağırlandı fakat makinesizlikten dolayı hiç bir çekim yapamadım.

Bloglar arasında gezerken Cadı Kazanı blogunun sahibi Sevgili Bahar bir hediyeleşme kampanyası başlatmış Ben bu hediyeleşmeye katılmaya karar verdim ve bloguma geri dönüş için iyi bir başlangıç olacak benim için. Sağol sevgili Bahar, senin sayende tekrar bloguma dönüyorum. İnşallah bundan sonra ufak tefek aksaklıklarla bloguma güncellemeye devam edeceğim.

Bu arada geçen hafta salı akşamı eşim aniden rahatsızlandı. Acile gittik serumlar iğneler derken doktor EMR çekilmesi için hastaneye yatması gerek dedi. 2 gün hastanede kaldık. Emr sonucu geldi ve doktorumuz bizi acilen İzmir'e sevk etti. Eşiminin 2 yıl önce safra kesesi alınmıştı. Şu an safra kanalında 6-7 adet 8 mm'lik taşlar varmış ve bu taşların temizlenmesi gerekiyormuş ki bu da şu an sadece İzmir de yapıyormuş Denizli'de yapılmıyormuş. Eşim yarın sabah İzmir'e gidecek. Gidecek diyorum çünkü ben onunla beraber gidemiyorum ve buna da çok üzülüyorum fakat patronun o gün şehir dışında olacağı için izin alamadım. Eşimde annesi ile beraber gidecek. İzmir'de kardeşide var ve yanlız olmadığını biliyorum ama içim de pek rahat değil onunla gidemeyeceğim içim. Neyse İzmir'de sağlığına kavuşup gelecek inşallah. Canım sağ salim git ve gel.